“Yasaklar sizin, mücadele bizimdir!”

Çorum Emek ve Demokrasi Platformu, Gaziantep’te işçilere getirilen grev yasağı, gözaltılar ve kumpaslara karşı basın açıklaması yaptı.

Eğitim-Sen Çorum Şube binasında düzenlenen basın toplantısında Emek Platformu adına bir açıklama yapan Emek Partisi İl Başkanı Muharrem Özünel, “Türkiye tarihi, benzer türden baskı ve saldırı dönemleri ve onun karşısında bir araya gelen ezilen ve sömürülen halk kesimlerinin mücadelesiyle doludur. Bugün de bu baskı ve saldırıları püskürtecek olan, işçi ve emekçilerin vereceği demokratik bir Türkiye mücadelesidir” dedi.

Özünel, hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan kişilerin serbest bırakılmasını istediklerini açıkladı.

Muharrem Özünel, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Dün sabah yine gözaltı haberleriyle uyandık. Türkiye’nin emek ve demokrasi güçlerine yönelik İstanbul merkezli operasyonda 10 ilde 52 sosyalist, gazeteci ve sanatçı gözaltına alındı. Bu kumpas operasyonları, halkın iradesini bastırmaya yöneliktir. Ancak korkunun ecele faydası yok. Halkın iradesine ve toplumsal muhalefete savaş açanlar kaybedecek.

Önceki gün ise Gaziantep'te Başpınar Organize Sanayii Bölgesinde farklı fabrikalarda çalışan işçilerin, Başpınar patronlarının %25 zam dayatmasına karşı insanca bir ücret ve çalışma koşulları talebiyle başlattıkları grevler sebebiyle BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, patronların emri üzerine tek adam iktidarı ve onun yargısı tarafından tutuklandı.

Üç gün önce ise Van'a ikinci kez atanan kayyım ile 11 ayda 11 farklı belediyeye kayyım atanmış oldu. Van’a kayyım atayanlar ile Antep’te 15 gün boyunca işçilerin ücret mücadelesine karşı adeta sıkıyönetim ilan edenler aynı saray iktidarıdır. Bu yüzden Kürt ve Türk halkının eşitlik, barış, özgürlük ve demokrasi mücadelesi birdir.

Seçme ve seçilme hakkının gasp edilmesi ve sokak röportajlarında konuşan yurttaşlardan, haber yapan gazetecilere, siyasi parti temsilcilerinden sendika başkanlarına uzanan gözaltı furyası, tek adam yönetiminin ağırlaşan yaşam koşullarına, yoksulluğa karşı biriken öfkeyi tıpkı Başpınar'da yapmaya çalıştığı gibi tüm Türkiye'de sindirmeye; dizginsiz sömürüyü, sessizce kölece çalışmayı mümkün kılabilmek için elinde tuttuğu tüm baskı aygıtlarını sınırsızca kullanmanın sonuçlarıdır. Her biri birbirinden farklı türlü suçlar öne sürülerek uydurma terör kılıfının ardında boğulmak istenen, işçi ve emekçilerin insanca bir yaşam talebidir.

Önümüzde iki Türkiye gerçeği duruyor: Biri grev yasaklarıyla, gözaltılarla, kumpas operasyonlarıyla gerici ve faşist bir rejimin hüküm sürdüğü, baskı ve sömürü politikalarının amansız biçimde hayata geçirildiği bir Türkiye. Diğeri ise emeğine, alın terine demokratik hak ve özgürlüklere sahip çıkan; ezilen, sömürülen halk kitlelerinin Türkiye'si. Tüm bu baskı ve saldırılar karşısında bugünden birleşmek, yarının Türkiye'sinin hangisi olacağını belirleyecek.

Türkiye tarihi, benzer türden baskı ve saldırı dönemleri ve onun karşısında bir araya gelen ezilen ve sömürülen halk kesimlerinin mücadelesiyle doludur. Bugün de bu baskı ve saldırıları püskürtecek olan, işçi ve emekçilerin vereceği demokratik bir Türkiye mücadelesidir.

Yasaklar sizin, mücadele bizimdir!

Birleşe birleşe kazanacağız!

Gözaltına alınan arkadaşlarımız serbest bırakılsın!”

Paylaş:

Diğer Yazılar

Yorum Yap