“Bu paylaşımlar, gericiliğe verilen ödünlerin sonucudur”
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Çorum Şube Başkanı Uğur Demirer, sosyal medya hesabından seviyesiz bir paylaşım yapan ve tüm Atatürkçüleri karşısına alan AK Partili Belediye Meclis Üyesi Reşit Keleş’i sert dille eleştirerek, ”Bu paylaşımlar siyasal iktidarın gericiliğe verdiği ödünlerin, şımartılmanın bir sonucudur” dedi.
Geçtiğimiz günlerde kendisine ait sosyal paylaşım sitesinden Kemalistlere ve laiklere “Siz kimsiniz O… çocukları” paylaşımı yapan Çorum AKP Belediye Meclis Üyesi Reşit Keleş’e toplumun tüm kesimlerinden tepkiler çığ gibi büyüyor.
Çorum ADD Şube Başkanı Uğur Demirer de konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptı.
Demirer, bu açıklamanın din ve vicdan özgürlüğüne alenen bir saldırı olduğunu belirtti.
Uğur Demirer, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
”Reşit Keleş paylaşımları rastlantısal değildir. Siyasal iktidarın gericiliğe verdiği ödünlerin, şımartılmanın bir sonucudur. Büyük Zafer Bayramımızı ve Dünya Barış Günü’nü kutladığımız günde toplumsal barışa dinamit koyar şekilde yapılan bu paylaşım şehrimizin gündemini işgal etmiş, bir süre daha edecek gibi görünüyor.
Türk halkının samimi dini duygularını sanki Atatürkçülerin bu duygular ile bir sorunu varmış gibi bir tutum içine girerek istismar etmek olsa olsa din ve vicdan özgürlüğüne alenen bir saldırıdır. Bu yaklaşım kentimizde hak ettiği karşılığı bulacaktır.
Kent Meydanı’na KADEŞ adını vererek olumlu bir adım atmış olan belediye, bir meclis üyesinin bu ‘ar’sızca, ‘haya’sızca paylaşımına karşı gerekli işlemleri süratle yaparak kamu vicdanını rahatlatabilir.
120 bin civarında çalışanı 7 bakanlık bütçesinden fazla parasal kaynak tasarrufuyla Diyanet İşleri Başkanlığı, ülkenin kuruluş felsefesine bağlı kalmak zorundadır.
Tüm kurumların baskı altında olduğu, bağımsız karar verme yeteneğini yitirmiş yargı nedeniyle Reşit Keleş örneği olaylar yaşanmaktadır. Reşit Keleş’in partisi kendisi ile ilgili işlem başlatıp, bu yaklaşımın ‘KİŞİSEL’ görüş olduğunu kanıtlayabilir. Oysa biliyor ve inanıyoruz ki bu siyasal çevrenin bir kısmında bu düşünce ve anlayış vardır. Oysa bu topraklarda hala kimliğimiz varsa, Türk Kurtuluş Savaşı’nı başarıya ulaştıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları sayesindedir.
Reşit Keleş ve benzerlerindeki bu hastalıklı anlayış kamu oyunun tepkileri sayesinde frenlenmektedir. Biz bu zihniyeti tarihimizden çok iyi biliyoruz, tanıyoruz. Neden bu serbestiyi kendilerinde bulduklarını da. Zafer Bayramı hem de Dünya Barış Günü’nde böyle bir paylaşım toplumsal barışı baltalamaya hizmet ve katkı yapacak bir tutumdur. Türk Bağımsızlık Savaşı’nı yok sayan ve kurucu felsefeye düşmanca bu paylaşım ve yaklaşımın tolöre edilebilir bir tarafı yoktur.
Laiklik, din ve vicdan özgürlüğünün temelidir. Kimse bir başkasına ‘benim inandığım gibi inanacaksın’, ‘benim yaşadığım gibi yaşayacaksın’ diye dayatmada bulunamaz, bulunmamalıdır. Musevi Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları bile ‘Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa’ nameleriyle 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları yaparken, Türk ve Müslüman olduğunu iddia eden birilerinin bu türden paylaşımlar yapması aymazlıktır, hiyanettir.
Bu orta çağ anlayışı kabul edilebilir değildir. Geçmişte de benzerlerini gördüğümüz talihsiz açıklamalar şehrimizin imajını zedelemektedir.
Yapılacakların en başında Reşit Keleş’in içinde bulunduğu siyasal yapının onu istifaya çağırması olmalıdır. Bu paylaşım bizi biz yapan ortak değerlere yönelik saldırı olarak değerlendirilmelidir.
Hukuksal süreç başlatılmıştır. Bu samimiyetle takip edilmelidir. Biz bu tür saldırıların karşısında olduk olmaya da devam edeceğiz.”
