Doğru insan doğaldır…

Doğru insan hep beklenmedik anda karşımıza çıkar…  Davetlere en şık, en kibar kıyafetlerimizi ve yüzümüze kondurduğumuz gülümseme ile katılır, salondaki herkesi süzer, aklımızda haklarında fikir yürütmeye çalışırız.

Kendimize bile söylemeden doğru insanı arar gözlerimiz. Doğru insanı ararken doğru insanı görmeyiz bazen. Şatafatlı, gösterişli kostümler içerisinde dikkat çekmeye çalışırız. Oysa ki gündelik bir giyimle sabah evden ekmek almak için markete gittiğimizde “hoş geldiniz” diyen kasiyerdir doğru insan.  Veya yolda adres soran birisidir doğru insan. Doğallıktır, doğru olan. Doğru insanı aramak, doğru insana ulaştırmaz bizi. Doğru insan, hesaplamadan, planlamadan karşımıza çıkandır. Doğru olan da budur.

Arkadaşlarımızın yakıştırdığı, aslında kendimizin hiç beğenmediği renkleri kullanır, kıyafetleri, ayakkabıları giyer, yüksek sesle konuşarak etraftakilerin dikkatini çekmeye çalışır, tüm esprilere kahkahalarla güleriz. Bir nevi doğru insanı bulmak için şekilden şekle girer, kendimiz olmaktan çıkarız. Doğru insan için doğru olmaktan uzaklaşırız. Hâlbuki, doğru olan doğal olan, kendimiz olandır. Çünkü bekleyiş insanın sancısıdır. Ve bu bekleyiş ile insan kendi kendini boğar, öldürür. Bekleyiştir en çok yara açan yüreğe…

Beklenmedik anda gelen mutluluk, mutlulukların en güzeli, en doğalı, en yücesidir. Sosyal, elit, bilgili görünmek adına kendimizi ne kadar kendimizden uzaklaştırırsak o kadar doğallığımızı yitiririz.

Havalı bir selam bekleriz, en iyi markalardan giyinmiş kıyafetler olsun üzerinde beklentilerimiz olur, oysa doğru insan kibarca “merhaba” diyen, sıradan bir mağazadan alınmış kıyafetler giyen kişidir. Yıllarca aynı ortamda sohbet edilen, ama arkadaş, dost olarak görülendir doğru insan.  Doğru insan yağmurlu havada bizimle şemsiyesini paylaşan, hasta olduğumuzda çorba yapandır.  Arayış içerisinde olana gelmez doğru insan. Doğru insanı kafamızda bir kalıba sığdırmaya çalışır ve o tasarının dışındaki insanları görmeyiz. Kimse kusursuz değildir. Sadece aklımızda oluşturduğumuz bir hayali tek bir insanda bulmak adına arar dururuz. Böyle olunca üzülen sadece yine biz oluruz. Bu sebeple arayış ve bekleyiş kaybettirir. Doğru insan gösterişe ihtiyaç duymadan gelir hayatımıza, sadeliğin şıklığı ve duruşunun asaleti ile… Doğru insanın yalın olduğunu bilmek, bekleme süresini kısaltır hatta bekleyişten kurtarır.

Herkes için doğru insan vardır. Amma zamanı vardır hayatımıza girmesi için amma hayatımızdadır biz farkında değilizdir. Asıl olan aramak ve beklemek yerine görebilmektir. Onun yaptığı en ufak bir davranışındaki samimiyeti hissedebilmektir.